- patlamak
- kolalamak, mayalı bir tortu ile tortulamak, II I, 291bkz: batlamak
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
patlamak — nsz 1) Nesneler, iç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla büyük ses çıkararak dağılmak, infilak etmek Dinamit patladı. 2) Yırtılıp açılmak Gözlerim gene ayakkabılarıma kaydı, yanları patlamıştı. O. Kemal 3) Yarılmak Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabak (birinin) başına (veya başında) patlamak — birçok kimsenin ilgili olduğu bir olaydan, yalnızca bir kimse zarar veya ceza görmek Kendi yarın cehennem olur gider, kabak bizim başımıza patlar. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaça patlamak? — ne kadara mal olmak, fiyatı ne olmak? … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuzluya mal olmak (veya oturmak veya patlamak) — çok para vererek satın almak, çok pahalı gelmek Bu eğlenti bize biraz tuzluya mal oldu. E. E. Talu ... kendisine tuzluya patlamıştı. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
bomba gibi patlamak — 1) öfkelenerek birdenbire ve yüksek sesle bağırıp çağırmak 2) bir olay birdenbire ortaya çıkarak herkesi şaşırtmak Babamın Üsküp ü terk etmek ve Selanik e gidip yerleşmek hakkında verdiği karar ailemiz arasında bir bomba gibi patladı. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
freni patlamak (veya tutmamak) — 1) fren, görevini yapmamak 2) mec. bir iş denetimden çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödü kopmak (veya patlamak) — çok korkmak Benim at sineği ile hamam böceğinden ödüm kopar. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırtına kopmak (veya patlamak) — 1) şiddetli fırtına çıkmak Fırtına kopmadan epey önce köpek balıkları açık denizlere kaçarlar. Halikarnas Balıkçısı 2) mec. bir yerde kavga ve gürültü çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
silah patlamak — 1) silah ateş almak 2) mec. savaş başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
top gibi patlamak — birden gelen şaşırtıcı ve ürkütücü haber duyulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük